0-6 Yaş Arası Çocuklar İçin Din Eğitimi Ve Allah Tasavvuru
Okul öncesi dönem çocuğun dini duygusunun gelişiminin ve dini konulara merakının en yoğun olduğu evredir.
“OKUL ÖNCESI DÖNEMDE ÇOCUK DUYGUYA DAYALI, TASARLANAN VEYA HAYALDE CANLANAN BIR DINI DUYGUYA SAHIP DEĞILDIR.”
Çocukta Dinî Bilincin Gelişmesinde Rol Oynayan Etkenler:
Çocuğun doğal gelişimi, ailenin çevresindeki ve birlikte olduğu diğer yetişkinlerin tutumu, dinsel konuların doğrudan doğruya öğretilmesi , okul öncesi dönem dini duygu özellikleri gibi etkenler çocukta dini bilincin gelişmesin rol oynar. Okul öncesi dönemde çocuk duyguya dayalı, tasarlanan veya hayalde canlanan bir dini duyguya sahip değildir. Dini duygu gelişimi diğer gelişim ödevleri ile birlikte bir bütündür.
Okul Öncesi Çocukta Dinî Duygunun Özellikleri: Okul öncesi dönem çocuğun dini duygusunun gelişiminin ve dini konulara merakının en yoğun olduğu evredir. Bu dönemde çocuğun aldığı dini eğitim onun ileriki yaşlarda sahip olacağı dindarlığın şeklini belirler. Din olgusu, iman, ibadet ve ahlak esaslarından oluştuğuna göre çocuğun ahlak eğitimi de önemlidir. Çocuk okul öncesi dönemde aldığı din ve ahlak eğitimi ile kendisine özgüveni olan, Allah ile barışık, toplum ile uyumlu ve otonomisi gelişmiş bir birey haline gelir.Din konularını zamanından önce ya da sonra yanlış öğretirsek, hangi yaşta olursa olsun çocuğa veya yetişkin insana iyilik yerine kötülük yapmış oluruz. Okul öncesi çocuğu din olgusuna karşı ilgilidir.Fakat bu ilgiye rağmen onun dini anlamda, dini bir tarzda düşünemez. O, kendisini çevreleyen yetişkinlerin dünyasında olup bitenleri yeterince anlayamamaktadır. Bu yüzden bu evre ‘peri masalı dönemi’ olarak karakterize edilmiştir.
ALLAH TASAVVURU
a. 0-4 yaş grubu çocuklarında dinî duygu gelişimi
Çocuklarda dinî duygu öz olarak yaratılışta veya diğer bir ifade ile doğuşta mevcuttur. Onun için, her din mensubu ailelerin çocuklarında olduğu gibi, Müslüman ailelerin çocuklarında da günler, aylar, yıllar geçtikçe bedensel, zihinsel, ruhsal, heyecan vb. gelişimlerine paralel olarak dinî duygu ve düşünce de gelişir. Çünkü, Müslüman ailelerinde çocuk daha doğar doğmaz kulağına okunan “ezan” ve “kamet”le ona dinî telkînde bulunulmaktadır.Ayrıca çocuk, anne, baba ve diğer yakınlarınca sevilip okşanırken söylenen dinî içerikli bir takım sözlerle, uyutulurken seslendirilen ninnilerle ona dinî telkîn yapılmaya devam edilir. Çocuğun ağzından çıkacak ilk sözün “Allah” olması için kulağına yapılan fısıldamalar ise, onun dinî duygu ve düşünce bakımdan erkenden gelişmesine ve bu duygunun ilk fırsatta su yüzüne çıkmasına vesile teşkil eder. Hıristiyanlarda ise “vaftiz” aynı maksatla yapılmaktadır. Çocukların, yürüme ve konuşma gibi iki önemli yeteneği kazanıp, kendisini kanıtlamaya çalıştığı 2. yaş, onlar için çok önemli bir dönüm noktasıdır.Çocuğun konuşması her ne kadar birinci yaş civarında başlarsa da, anlamlı konuşma, söyleneni anlama, söylemek istediğini bir-iki kelime ile ifade edebilmesi ancak ikinci yaş civarında mümkün olmaktadır.Bundan dolayı, bazı araştırmacı ve eğitimciler aynı gerçeğe vurgu yaparak; ikinci yaşın, çocuk hayatında en önemli dönüm noktalarından biri ve aynı zamanda onlar için bir saadet (mutluluk) dönemi” olduğuna dikkat çekmektedirler.[1]
Bu demektir ki çocuğun dil, davranış, duygu, heyecan vb. eğitimleri yanında dinî eğitim ve öğretimi de bu yaşta başlatılabilir, başlatılmaktadır da…Sonraki yıllarda çocuklardaki gelişmeler çok yönlü olarak devam eder. Daha doğumdan başlayarak sürekli bir şekilde İlâhî âleme doğru yükselme ve yücelme istidadı gösteren dinî duygu, 3. yaştan itibaren çocuklarda yavaş yavaş dinî nitelikli sözler söyleme, heyecanlarla, sevgi ve korkularla ilgilenme biçiminde dışa yansımaya başlar.[2]3. ve 4. yaşlar, çocukların telkin almaya çok müsait olmaları bakımından, eğitim ve din eğitimi açısından son derecede önemli ve kritik bir dönemdir. Bu yaşlardaki çocuklar artık “sebebiyet prensibini” (causalité) ve sebep-sonuç ilişkisini anlayabilmekte ve kendisi ile başkalarını birbirlerinden ayırt edebilmektedirler. 4. yaş, çocukların hayallerinin güçlenmeye başladığı dönemdir. Onun için bu dönemde çocuklar bazen, gerçeklerle hayalleri birbirlerine karıştırırlar.Bu yıllarda, hangi din mensubu aile çocuğu olursa olsun- bütün çocuklarda kendiliğinden dinî his de uyanıp, ortaya çıkmaktadır, ki bu his, çocuğun zihinsel ve ruhsal gelişimi ile paralellik gösterir.[3] İşte bu aşamada, aile büyüklerinin çocuklarının kulaklarına fısıldadıkları dinî sözcük ve telkinlerle onlar ailelerinin dinlerine yönlendirilmiş olurlar.[4]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder